15 Mayıs 2014 Perşembe

Soma’da sistematik kışkırtma ve oyunu bozan dayanışma


Sosyal medyadaki kirlilik ve ‘yanlış anlaşılmalar’ nedeniyle işçi katliamıyla acının başkentine dönen Soma’da dün yaşanan gerilime dair bir toparlama yapmak ihtiyacı duyuyoruz.
Soma'ya vardığımız ilk an itibariyle bizden önce şehre gelenler tarafından Soma halkının içinde bulunduğu ruh hali konusunda net bir biçimde hepimiz uyarıldık. Bu uyarının gerekliliğini anlamamak mümkün değildi. Zira kente adım attığımız an itibariyle 5 dakika arayla verilen salalar, cami anonsları bir ölüm kentine adım atıldığı gerçeğini tokat gibi çarpıyordu insanın suratına. Sokaktaki bütün yüzler kaygılıydı, her adımda bir cenaze evine rastlamak mümkündü. Kısacası sinirlerin fazlaca gergin olduğu bir kentteydik.
Kente gelmeden önce planımız derhal kazanın gerçekleştiği madene giderek, bizden daha önce kente gelmiş muhabir arkadaşımız Burak Öz ile buluşarak arama ve kurtarma çalışmalarını beraberce takip etmekti. Ancak bu mümkün olmadı. Abdullah Gül'ün ziyareti nedeniyle yolların kapatılması nedeniyle uzunca bir süre madene erişmemiz mümkün olmadı.

SOMA’NIN RUH HALİ
Saat 15.00 sonrası yollardaki engellerin kalkması üzerine önce toplu mezarların bulunduğu Belediye Mezarlığı'na, ardından madenin kurulu olduğu alanı ziyaret ettik. Toplu mezara gittiğimizde sabah bizlere yapılan uyarıların haklılığı ile karşılaştık. Bir yanda hükümete ve yetkililere tepkilerini sert sözlerle ifade eden cenaze yakınları, diğer yanda ise bu acılı insanlara tepki gösteren ve ısrarla "siyaset yapmayın", "bağırmak bir şeye yaramaz" cümlelerini kuranlar vardı.

MADEN BÖLGESİNİN FARKI
Maden bölgesine gittiğimizde ise bize ilk aktarılan gün boyu bu bölgede madendeki yakınlarını bekleyenlere "dışarıdan gelenlere bilgi vermemeleri", "dışarıdan gelenlerin ortalığı kışkırtmak için geldikleri" yönünde uyarı ve telkinlerde bulunulduğu oldu. Gerçekten maden bölgesindeki insanlarla konuşmak, kentteki insanlarla konuşmakla kıyaslandığında daha zor oldu. Bu bölgeye ilişkin gözlem ve değerlendirmelerimizi daha sonra aktarmak üzere bir kenara bırakıyoruz.

İLK SİNYAL: İKİ DARP
Saat 20.30 gibi maden bölgesini terk ederek tekrar kent merkezine döndük. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar ve diğer desteğe gelenlerle buluşma yerimiz olan Soma Öğretmenevi'ne geçtik. Burada kalacak yer planlaması ile ilgilenirken, öğretmenevinin dışında, sokakta, şehir dışından geldiği sırt çantalarından anlaşılan iki kişinin darp edildiğini öğrendik. Dikkatli olmak, dışarıda yalnız başına dolaşmadan kalınacak yerlere gidilmesini organize etmek gibi konularda birbirimize telkinlerde bulunurken, bulunduğumuz öğretmenevinin bahçesinde önce bir grup genç tarafından dikkatli olmamız ve saldırıya uğrayabileceğimiz söylendi, sonra öbek öbek insanların toplanmaya başladığını fark ettik.

TEHLİKE TIRMANDIRILDI
Topluca, bahçenin tam ortasında kümelenmiş bir biçimde oturmaya başladık. İlk anda toplananların bizimle bir ilgisi olup olmadığını anlayamadık ancak daha sonra taciz eden tavırların açığa çıkması, hatta bir arada oturduğumuz insanların yanlarına gelinerek "Siz gidin en iyisi. Yarın daha vahim olacak" şeklinde tehditkar cümleler kurulması üzerine bu birikmelerin doğrudan bizleri hedef aldığını anlamış olduk. Çok geçmeden öğretmenevinin kapısında da bir kalabalığın birikmeye başladığı haberi geldi. İçerideki sayı da artıyordu.

‘KONTROL ALTINDAKİ’ GERİLİM
Tedirgin edici bu tablonun duyulması ile birlikte elbette bir bilgi kirliliği de oluştu. Etrafımızın polis tarafından sarıldığı, dışarı çıkışımıza izin verilmediği, saldırıya uğradığımız gibi haberler de dolaşıma girdi. Ancak sorunun özü tehdit ve birikme sınırında kaldı uzunca bir süre.
Bu arada birçok milletvekili, baro başkanı, haber kanalları, sendikacılar ile yoğun telefon görüşmeleri yapıldı. Vali ile yapılan görüşmede, Vali'nin "olayın kontrol altında olduğu" aktarıldı. Ancak bu haber tarafımıza ulaştığında hala daha alınmış herhangi bir güvenlik önlemi bulunmamaktaydı.

KOZAĞAÇLI: TEK DERT DAYANIŞMA
Telefonlarımızın çalma hızından anladığımız kadarıyla yaşadıklarımızın medyada yaygın bir biçimde yer alması ile birlikte öğretmenevi yönetimi ile görüşmeler başladı. Sürekli etrafın sakinleştirilmesi için çaba harcandı. Öğretmenevi yönetimi ile Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı arasında görüşme yapıldığı sırada etrafta bekleyenler de toplandı ve bir anda gerilimin tırmanacağı kaygısı oluştu. Ancak Selçuk Kozağaçlı, kapsayıcı ve açıklayıcı bir konuşma yaparak, Soma'ya dışarıdan gelen herkesin dayanışma için geldiğini, kimsenin siyasi görüşü ile bir ilgilerinin olmadığını, tek dertlerinin dayanışma olduğunu anlattı.

TEPKİLERİ YATIŞTIRAN DİYALOG
Bina etrafında bekleyen kitle içinden "Sizin burayı Gezi'ye çevirmek istediğiniz söylendi", "misafirlerin başımızın üzerinde yeri var, ama siyaset yapılmasın" gibi tepkiler verildi. Ancak bir süre sonra insanlar daha sakin tepkiler vermeye başladılar ve ortamdaki gerilim yavaş yavaş yatıştı.
Bu tartışmanın sürdüğü sırada sınırlı sayıda polis memuru da öğretmenevine geldi ve yine eş zamanlı olarak CHP ve MHP İlçe Başkanları da mekana geldi. CHP İlçe Başkanı "sağduyu çağrısı" yaptı ve "Hepimiz aynı acıyı yaşıyoruz" dedi.

MHP: MEKANI TERK EDİN
Ardından söz alan MHP İlçe Başkanı ise, herkesin acı içinde olduğunu vurguladıktan sonra, ilçeye dayanışma için gelenlerin gitmesini istedi. Soma’nın ticari bir yer olduğunu ve ortadaki tablonun bu imajı zedelediğini ileri süren MHP yöneticisi, herkesin daha kötü ve provokatif olaylar yaşanmaması için mekanı bir an önce terk etmesi gerektiğini söyledi.
Bu konuşmanın ardından önce bekleyenler öğretmenevini terk etti. Ardından avukatlar, gazeteciler ve destekçiler kontrollü bir biçimde kalacakları evlere dağıldı.

FACİANIN KIYISINDAN DÖNÜLDÜ
Soma halkının içinde bulunduğu ruh hali ve karşı karşıya kaldığı felaket, belki Türkiye’de eşi benzeri olmayan acılardan. Ancak burada yürütülen sistematik kışkırtma taktikleri, Türkiye siyasi tarihinden de çok tanıdık. Yandaş medyanın “Soma’yı yeni bir Gezi yaratmak için başlattılar” saçmalığı ve ilçeye gelen yetkililere halkın tepkisinin ardından ‘yetkililerin’ ortaya saçtığı komplo teorilerinin sokakta yansımasıydı olanlar. Dün sonuçları çok ağır olabilecek bir olay, bir nebze bilgi kirliliği yaşanmışsa da, oldukça kontrollü bir biçimde engellendi.

HER ŞEYE RAĞMEN SOMA KALBİ
Ancak hükümet, Soma halkını desteklemek için gelenlere karşı geliştirdiği dilden vazgeçmediği sürece, bu kadar hassas ve duygusal bir ruh hali içerisinde olan insanların bir kısmının manipüle olması ve elim olayların yaşanması kaçınılmaz olacak.

Yaşattığı bu acının hesabını vermek, yaraları onarmak yerine acının vurduğu insanları onlarla dayanışmaya gelenlere karşı kışkırtan hükümet, başarılı olamadı. O yüzden yaşadığı bu acı ve bu kışkırtma politikalarına rağmen acısını, ilçesini bizimle paylaşan Somalılara teşekkür ediyor, sonuna kadar onların yanında olduğumuzun altını çiziyoruz. 

KarşıDireniş'ten Burak Öz, Sami Menteş, Can Bursalı ve ÇHD avukatlarından Ceren Uysal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder